Yine herkes birbirini tembihler, bir diğerini teskin eder oldu. “Aman diyeyim” ile başlayan ardından kendini nasıl koruman gerektiği ile ilgili çözümlerin ardı ardına dizildiği cümleler sarf ediliyor. Kadınlara yönelik sistemli ve kasten olduğuna inandığımız bir sokak tedirginliği var. 

Nasıl ki eğlence hayatında ardı ardına yapılan saldırılar sonrası artık “eğlenmek” kelimesiyle “tehlike” yan yana düşünülüyorsa, sokak dediğimizde de artık başımıza neyin geleceğini bilmediğimiz bir muamma beliriyor. Sokak tehlikeli, sokakta ölüm var, taciz var, sokakta beli silahlı, cebi bıçaklı, polise ateş edip öldürebilecek birileri geziyor. Bir polise bunu yapan sana bana ne yapmaz düşüncesine, trafikte yaşanan kavgalar, ölümle sonuçlanan tartışmalar, ortalık yerde cinsel ilişkiye girenler, çırılçıplak gezmekte bir beyis görmeyen tuhaf yaratıklar ekleniyor. Hayvanlara eziyet eden sapıklar, markette yanından geçen küçücük çocuğun kafasına vuran kötücül varlıklar, “influencer”lardan çığlık atmayı öğreten videolar, kim daha etkili ve daha dramatik kınama cümlelerini ardı ardına dizecek diye bir yarış var. 

Hiçbir şeyin nostaljisini yapma zamanı değil, bizim çocukluğumuzun, ilk gençliğimizin sokaklarıyla şimdikini kıyaslamak da bir o kadar faydasız şu an.