Uruguaylı gazeteci/yazar Eduardo Galeano, Gölgede ve Güneşte Futbol kitabında "Gol futbolun orgazmıdır." der. Zamanla çok daha nadir rastlanan bir zevke dönüştüğünden dem vurur. Golcüler hususunda ise bir şey demez Galeano. Fakat onların da futbol sahalarının kudret sahipleri olduğu çıkarımına, icra ettikleri işin tanımı düşünüldüğünde itiraz etmezdi herhalde.

Bundan neredeyse 40 yıl önce Türk futbol tarihinin en büyük golcülerinden biri piyasaya çıkmıştı. Üne kavuştuktan sonraki dönemde belgesellere bile konu olmuş çalkantılı bir hayat yaşayan Tanju Çolak, henüz Samsunspor'da parlamaya başlayan bir yıldızdı. 

Tanju Çolak 1983/84 sezonunda Karadeniz ekibi ile 2. Lig'de gol krallığı yaşarken 35 yıllık maziye sahip Türkiye 1. Futbol Ligi'nde bu unvanı ilk kez bir yabancı futbolcu alıyordu. Tarık Hodzic, Galatasaray'ın Metin Oktay'dan sonraki ikinci gol kralıydı. 2000'lerin ortasına dek Türk futbolunda eşine nadir rastlanır bir durumdu bu. 

1960'lar Metin Oktay'ın, 70'ler Cemil Turan'ın, 80'lerin ilk yarısı Selçuk Yula'nındı. Sonra Tanju geldi. Samsunspor'la iki sene de en üst seviyede gol kralı olduktan sonra Galatasaray'ın yolunu tuttu. 

Türkiye’nin ilk ve tek Altın Ayakkabı sahibi

Tanju Çolak, 1987/88 sezonunda tam 39 gol attı. Takım arkadaşlarının onun gol atması için ekstra bir çaba ortaya koyduğu doğru. Metin Oktay'ın 38 golünü geçmenin peşindeydi. Öyle ki rekoru kırdığı golde  top çizgiye kadar getiriliyor, son anda Tanju'nun ayağına bırakılıyordu. Önemli olan gidiş yolu değil neticeydi. Yeşil sahalarda sonucu tayin etmekle mükellef bir mevkinin maliki için bundan daha doğal bir şey de yoktu doğrusu. O sezon Taçsız Kral'ın rekorunu kırmakla kalmadı Avrupa'nın da en skorer oyuncusu oldu.