19 Mart’ta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından Türkiye genelinde protestolar sürerken, başkent Ankara’da da öğrenciler sokakta.
20 Mart’ta Bilkent ve Ankara Üniversitesinde protesto gösterileri düzenlendi.
Akşam saatlerinde ise ODTÜ’de öğrenciler bir araya geldi.
Polis ODTÜ'de barikat kurdu, biber gazı ile müdahale etti
CHP’nin Güvenpark’taki çağrısına katılmak üzere ODTÜ’de toplanan öğrenciler yürüyüşe geçmek isterken polis müdahalesiyle karşılaştı.
Güvenlik güçleri TOMA ve biber gazı ile öğrencilerin Güvenpark’a gidişini kampüs girişinde engelledi.
Destek için gelen Hacettepeli, Bilkentli ve Ankara Üniversiteli öğrenciler ise kampüse alınmadı.
Fayn gün boyu süren protestoları takip etti, öğrencilerle taleplerini konuştu.

"Bu bir öfke patlaması"
Üniversite öğrencilerinin seslerini yükseltmek için sokaklarda olmasının tek nedeni İmamoğlu değil.
Zira öğrenciler geçinme, barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor. İstekleri ise eşit yurttaşlık hakları, ekonomik özgürlük ve anti demokratik uygulamaların son bulması.
ODTÜ 3’üncü sınıf öğrencisi İrem Naz Çelik, yurt genelindeki protestoları bir öfke patlaması olarak nitelendiriyor. Çelik’e göre, sokaklarda olmalarının İmamoğlu'na yönelik operasyona tepki göstermenin dışında nedenleri de var:
“Sokağa çıkmak salt İmamoğlu üzerinden değildi bizler için. Ülkede var olan demokrasinin tamamen yok sayılması, kampüslerden seçilmiş tüm belediyelere kayyum atanması, irademizin yok sayılması üzerinden artık bir öfke patlamasıydı hepimiz için.”
Çelik, gençliğin apolitik olmadığını ve hiç kimsenin politik ayrım yapmadan sokağa çıkmayı tercih ettiğini söylüyor:
“Bizim bu eylemlilikteki taleplerimiz çok açık. Hak, hukuk, adalet. Temel haklarımız için sokaktayız”
“Temel ihtiyaçlarımız bile karşılanmıyor”
Adını vermek istemeyen Ankara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi 2’nci sınıf öğrencisi ise öğrencilerin temel ihtiyaçları için protestolara katıldığını söylüyor:
“Bizim açıkça derdimiz senelerdir aslında yaşadığımız haksızlıklar, suç ihlalleri, hukuksuzluklar, başımıza gelen her şey biraz bunu tetikledi. Sonuç olarak bence bu tarz şeylerin hem benim açımdan hem de diğer öğrenciler açısından gelişimi daha çok temel ihtiyaçların karşılanamaması, bir öğrencilik hayatı yaşamanın çok zorlaştırılması, özellikle politik bir kadın öğrenci olarak ciddi anlamda zorlaştırılması, birçoğumuzun bunalımda olması vs. çok fazla etken var aslında.”
“Gazı yediğimizde nefes alamadık”
ODTÜ 4’üncü sınıf Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Öğrencisi Tunahan Gözlügöl de düzenlenen eylemlerde güvenlik güçlerinin ciddi bir orantısız güç kullandığından dem vuruyor.
Protestoya katılan öğrencilerin yaralandığını vurguluyor.
“Ben ilk defa böyle bir gazla [biber gazı] karşılaşıyorum. Gazı yediğimizde nefes alamadık. Bu insani bir boyut değil. Dağıtmak için de değil. O gaz içerisinde kalmış bir insan boğulup ölebilir bile.”
Gençlerin yaşadığı hak ihlallerinin yanı sıra ekonomik olarak zor süreçlerden geçtiğini ve umutsuzluğa kapıldığını da ekliyor:
“Biz zaten birçok açıdan bir umutsuzlukla karşı karşıya kalıyoruz. Sadece antidemokratik süreçler değil aynı zamanda ekonomik olarak da zor süreçlerden geçiyoruz. Geçinemiyoruz. Bütün haklarımız elimizden alınıyor. Aynı şekilde ses çıkardığımız zaman, üniversitemizde ya da emniyet güçleri tarafından soruşturmalar geçiriyoruz. İşte bu umutsuzluğu yıkmak için orada bulunuyoruz.”
Parasız eğitim, ulaşım ve temel haklar talep ediliyor
ODTÜ'lü öğrencilere destek vermeye giden bir Hacettepe Üniversitesi öğrencisi de polisin öğrencilere karşı çok ciddi orantısız güç kullandığını söylüyor.
Uzun zamandır toplumsal hareketlerin zayıfladığını ancak son gelişmelerle birlikte öğrenci eylemlerinin yeniden hareketlendiğini dile getiriyor. Hacettepeli öğrencinin talebi ise çok açık. Parasız eğitim, ulaşım ve temel hakları:
“Ben öğrenci olarak birçok hak mücadelesinin bir parçasıyım zaten. Kendi öğrencilik hayatımda için mücadele eden birisiyim. Parasız eğitim, parasız ulaşım vs. birçok hakkımız için mücadele ediyorum. Burada ayrıca çok açıktan bir halkın iradesine karşı yapılan müdahale vardı. O yüzden mücadelenin içerisinde yer alıyorum.”
Protestolara katılan bir Bilkent Üniversitesi öğrencisi de düzenlenen protestoların sadece İmamoğlu’nun gözaltına alınması ile ilgili olmadığı konusunda hemfikir.
Bilkentli öğrenci “Bizi kurtaracak kişi herhangi bir siyasetçi veya bir politikacı değil, bizleriz” diyor.
Ancak İmamoğlu ve gözaltına alınan 88 kişinin de serbest bırakılmasını talep ediyor:
“Elbette şu anki talebimiz başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere siyasi tutsakların serbest bırakılması. Onun dışında artık üzerimizdeki bu baskının ve zulmün son bulmasını istiyorum”
Görünüşe göre gençler, yıllardır biriken ekonomik zorluklara, baskılara, ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına ve antidemokratik uygulamalara karşı ses yükseltme ihtiyacı hissediyor.
Her biri farklı üniversitelerden, farklı fakültelerden...
Ama talepleri aynı: Demokrasi, adalet, özgürlük ve geçinebilmek.