7 Ekim’de Hamas’ın İsrail içine düzenlediği saldırıyla başlayan süreç çeşitli aşamalardan geçerek, hem kısa sürede İsrail’in Gazze’yi tamamıyla yıktığı bir soykırıma dönüştü hem de bütün bölgeyi etkileyen bir hal aldı.
Bir yıldan beri devam eden bu yıkım sırasında 11 bini çocuk olmak üzere 42 binden fazla insan yaşamını yitirdi. İsrail başından beri Batı Şeria’yı da hedefe aldı, orada da bir yıl içindeki çeşitli saldırılarda 700’e yakın Filistinli yaşamını yitirdi. 100 bine yakın Filistinli yaralandı.
Dünyanın en yoğun nüfuslu yerlerinden biri olan Gazze bugün artık tam anlamıyla bir moloz yığını haline geldi. Yaklaşık 70 bin bina kullanılamaz hale geldi. Bu rakam, evlerin yüzde 60’ı, ticaret yapılan yerlerin ise yüzde 80’i anlamına geliyor.
Gazze’deki 36 hastane çeşitli zamanlarda İsrail’in hedefi oldu. Bugün yalnızca 17 hastane, kısmen hizmet verebiliyor.
Gazze’nin 2.3 milyon nüfusunun önemli bir çoğunluğu zorla yerinden edildi. BM tahminlerine göre bu rakam, 1.9 milyon. Birçok aile, birden fazla biçimde yer değiştirmek zorunda kaldı.
Gazze’ye uygulanan abluka nedeniyle yiyecek, su ve elektrik gibi temel ihtiyaçların karşılanamadığı Gazze’de bugün en az yarım milyon kişi açlıkla mücadele ediyor.
Okul çağındaki 625 bin öğrenci geçen yıl da bu yıl da eğitimine ara vermek zorunda kaldı. Okulların yüzde 86’sı da yeniden yapılmayı gerektirecek kadar hasar aldı.
Boşa çıkan arabuluculuk çalışmaları, İsrail’i durdurmaya yetmeyen protestolar
Sürecin hemen başında Hamas’ın elindeki yaklaşık 250 rehinenin serbest bırakılması karşılığında, Gazze’ye yönelik operasyonların durdurulması ve Filistinli mahkumların serbest bırakılması üzerine kurulu arabuluculuk çalışmaları başladıysa da bu geçtiğimiz bir yıl boyunca kısa süreli geçici bir çatışmasızlık arası dışında, sonuç alınamadı.