Yılın belki de en büyük merakla beklenen filmi olan Joker: İkili Delilik gişede çakıldı, izleyicilerden ve eleştirmenlerden de kırık not aldı. Dünya basını bu ticari başarısızlığa odaklanırken, biz birkaç aydır daha da görünür olan şiddet olaylarından bağımsız bir şekilde filmi izleyemedik.
İstanbul Surlar’da 4 Ekim’de gerçekleşen korkunç olayın failinin Fight Club takıntısı ister istemez bize Otomatik Portakal, Taxi Driver, Koleksiyoncu, The Dark Knight gibi filmlerin, Çavdar Tarlasında Çocuklar gibi romanların ilişkilendirildiği suçları anımsattı. İnsanı insana dürüstçe anlatan ve “kurmacayım” diye adeta bağıran bu eserlerin, “masum bir bebekten katil yaratan karanlık”la nasıl bir ilgisi olabilirdi ki? İşte bu düşünceler ve sorularla salondaki yerimi aldım.
Fight Club ne alaka?
Filmin başlamasını beklerken gözüm telefonumda, son haberleri, tahlilleri, bu akıl almaz olayın nasıl gerçekleştiğine dair önüme düşen tweet’leri kaydırıyorum. Katilin çektiği bir videoda Fight Club’ın finalindeki Pixies şarkısı çalıyor. (Bilgisayarında da ekran koruyucu olarak Fight Club’ın meşhur sabun imgesi var sanki) Bir kere daha “ne alaka,” diyorum içimden. Bizim bildiğimiz Fight Club tüketim kültürü karşıtı bir film ve bir erkeklik taşlamasıydı.
Anlaşılan o ki zaman içinde bizim antikapitalist Dövüş Kulübü, “incel”lerin, yani “istemsiz bekar”ların “Yankı Kulübü” olmuş. Zaman akışımda saçma bir gururla “incel”liği sahiplenen tiplerin şiddet ve şantaj planları içeren mesajlarını okuyorum. WhatsApp gruplarının adında Dexter geçiyor. Yine “ne alaka,” diyorum, zira benim bildiğim Dexter seri katilleri öldürmek üzere polis babası tarafından yetiştirilmiş uç bir karakter. Ama gel gör ki, bazı aklı evvel erkekler travma sandıkları küçük badireleri alt edebilmek ve umutsuz geleceklerinden erken bir intikam almak için Dexter maskesinin arkasına saklanmışlar. Son derece absürt bir seçim bu, çünkü Dexter Morgan gerçekte yaşasaydı herkesten önce gencecik kızlara musallat olan bu adamcıkların cezasını keserdi.
Sanatı taklit eden hayat
Fakat edebiyat ve sinemada birçok kitap ve filmin geçmişte sosyopatların korkunç eylemlerine ilham verdiğini yadsımak doğru olmaz.