Türkiye’de 1 milyon 600 bin civarı özel okul öğrencisi var. Benim kızım da ülkede hemen hemen her ilde en azından bir okulu bulunan zincir bir eğitim kurumunda altıncı sınıf öğrencisi.
Birçok veli gibi bizim de özel okulu tercih etme nedenimiz, devlet okullarına göre çok daha az öğrencili sınıflarda, yabancı dilin biraz daha ağırlıklı olduğu bir eğitim alması. Çok paramız olduğundan değil yani.
Yoksulluk sınırının üzerinde bir gelirle, kira da ödemediğimiz için hayat standartlarımızı düşürüp, her şeyden kısarak çocuğumuzun eğitimine para yetiştirmeye çalışıyoruz.
Okullar, her yıl erken kayıtları açmak için genelde asgari ücret zammının netleşmesini bekler. Bu yıl da öyle oldu. Asgari ücret açıklandı, okul fiyatları da duyurulmaya başlandı.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği’ne göre, okullar eğitim ücretine, yıllık ÜFE (Üretici fiyat endeksi) ve TÜFE (Tüketici fiyat endeksi) oranlarının toplamının yarısına beş puan eklenerek belirlenen orandan fazla bir artış yapamaz.
Bu hesaplamaya göre, ücret artış oranı önümüzdeki yıl için en fazla yüzde 54,8 olabilir. Bu arada bu yasal sınır sadece ara sınıflar için geçerli. Anaokulları ve kademe geçişleri olarak tanımlanan birinci sınıf, beşinci sınıf ve dokuzuncu sınıflar için fiyatlandırmada bir sınır yok.
Yönetmelikte, kademe geçişi sınıfları ile ilgili sadece “Fahiş fiyat artışı yapılamaz” uyarısı yer alıyor. Ama “fahiş fiyat” tanımı yoruma açık bırakılıyor.