"Bir sporcu olarak, herkesin yaptıklarını yapabileceğimi düşünüyorum. Bazı insanlar yüzebildiğime çok şaşırıyor. Ama engelli olmanız rekabet edemeyeceğiniz ya da sağlam bir vücudun yapabildiklerini yapamayacağınız anlamına gelmiyor."
Arnhem 1980 ve New York 1984 Paralimpik Oyunları'nda toplam 13 altın madalya kazanan Trischa Zorn, 1986'da Los Angeles Times'tan Barbie Ludovise'e verdiği söyleşide bu ifadeleri kullanıyordu.
Doğuştan kısmi görme engeline sahip ABD'li yüzücü iki sene sonra Seul'de 10 paralimpik şampiyonluğu daha kazanarak erişilmesi zor bir rekora ulaşacaktı.
Daha sonra kariyerini paralimpik oyunlarda elde ettiği 41 altın, 9 gümüş ve 5 bronz ile tamamladı ve tarihin en çok madalya kazanan sporcusu oldu.
20 yaşında bacakları felç olduktan 43 yıl sonra Tokyo 2020'de bisiklet H3 yol yarışında gümüş madalya kazanan İsviçreli Heinz Frei, üç yaşındayken bacağının yarısını kaybedip 19 altın madalya ile Kış Paralimpik Oyunları'na damga vuran Alman Reinhild Möller, Sydney 2000'de dokuz kez dünya rekoru kıran serebral palsi hastası Fransız yüzücü Beatrice Hess ve ismini saymaya, öykülerini anlatmaya satırların yetmeyeceği yüzlerce sporcu var paralimpik tarihinde.
Başarılarının sırrı, yukarıdaki sözlerin satır aralarında gizli aslında. Engelli olmaları rekabet edemeyecekleri anlamına gelmiyor.
Paralimpiğe katılmak daha büyük başarıdır
Peki başarı nedir?
"Madalya kazanmak bir yana, katılmak bile başarıdır."
Olimpiyatlarda en çok duyduğumuz cümlelerden biridir bu. Haklı da bir söylemdir. Ancak cümleyi George Orwell'in Hayvan Çiftliği'nde yaptığı gibi bükmeye kalksak itiraz gelmez herhalde. Olimpiyatlara katılmak başarıdır ama paralimpiğe katılmak daha başarıdır.
Bu yıl Türkiye'den 94 sporcu ülkemizi oyunlarda temsil ediyor. Ay-Yıldızlı sporcular, 40 yıl sonra ilk kez olimpiyatlardan altın madalyasız döndükten sonra başarısızlığın nedeni sorgulanmış, hiçbir temele istinat etmeyen sorulara cevaplar aranmış, tartışmalar kısır bir döngüde kalmış, adeta bir fanusun içinde yankılanmıştı. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak federasyonlara “en üst düzey imkanların” sunulduğunu belirtse de bunların ne olduğu konusunda kimsenin net bir fikri oluşmadı. Ve muhtemelen Los Angeles 2028'in madalya tablosunu görüp ülke sporunun ne aşamada olduğu yeniden yüzümüze çarpana kadar da tartışmalar rafa kalkmış olacak.