1 Ekim 2024…

15 Ekim 2024…

22 Ekim 20024…

23 Ekim 2024…

28 Aralık 2024…

2 Ocak 2025…

27 Şubat 2025 ve 1 Mart 2025…

Bu tarihlerin her biri PKK ve bileşenlerinin silah bırakıp, kendilerini feshedip etmeyeceklerine ilişkin takip edilen süreçteki bir kavşağa işaret ediyor.

Bunlara geçen hafta 10 Nisan 2025 tarihi de eklendi. 

O gün, Beştepe’de namı diğer Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile DEM Parti İmralı Heyeti’nin üyeleri Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan görüştü.

Bu, Erdoğan ile DEM ve öncülü partiler arasında 13 yıldan sonra gerçekleşen ilk resmi yüz yüze görüşmeydi.  

Ancak sadece bu nedenle önemli değildi.

PKK, 1 Mart 2025’te “ateşkes” ilan etti fakat silah bırakması için toplaması gereken kongresinin tarihini hâlâ duyurmadı. Üstelik hem PKK hem DEM bazı garantiler istedi. 

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve bazı çalışma arkadaşlarının “kent uzlaşısı” nedeniyle terör soruşturmasına maruz kalması ise yürüyen sürece ilişkin tereddüt oluşturdu. Bir yandan PKK’ya silah bıraktırmaya uğraşılırken, kentlerin yönetiminde DEM ile yapılan işbirliğinin sorgulanması çelişki oluşturdu.  

Sürecin başlatıcısı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sağlık sorunları nedenleriyle ortalarda olmaması da temponun düşmesine belki biraz etki etti. Gerçi Bahçeli de hasta yatağından yaptığı telefon görüşmeleri ve yazılı açıklamalarıyla “havada asılı kalmış” gibi bir hâl alan sürece ilişkin beklentiyi diri tutmaya çalıştı. 

O kadar ki, 20 Mart 2025’te yaptığı yazılı açıklamada, PKK’ya bir kez daha bir an evvel kongresini toplama çağrısı yapan Bahçeli, elini yine yüksekten açtı: 

"Bizim tasavvur ve teklifimiz Hıdırellez'in arifesinde, mesela 4 Mayıs 2025 Pazar günü Muş'un Malazgirt ilçesinde DEM Partili belediye başkanının destek, katkı ve yardımıyla PKK'nın kongresini toplayarak fesih tartışmalarına son noktayı koyması ve bu işi bitirmesidir."

Hıdırellez, Orta Asya, Orta Doğu, Anadolu ve Balkanlar’da kutlanan bir bayram. Hızır günü diye de bilinir. Darda kalanların yardımcısı olduğuna inanılan Hızır ile denizlerin hakimi İlyas’ın yeryüzünde buluştukları gün diye anılır. Kışın bitişi yazın başlangıcı sayılır. 

Sözü söyleyen Bahçeli olunca elbet peşine düşüldü. Ancak yapılan yoklamalardan somut bir şey çıkmadı. 

DEM bu arada partiler nezdinde bir posta daha turladı

PKK durduğu yerde durmaya devam etti. Devlet ve hükümet de ne beklediğini hatırlattı. 

Bu bekleme halinin tek avuntusu da Erdoğan ile İmralı Heyeti’nin bayramdan sonra yapılacağı duyurulan görüşmesi oldu.

Erdoğan sahip çıktığını gösterdi 

Görüşmenin nerede olacağına ayrı anlam yüklendi. 

“Meclis’te mi, AKP Genel Merkezi’nde mi yoksa Külliye’de mi?” sorusu etrafında dolaşıldı. 

Meclis’te olsa, “sürecin sahibi Meclis” denilebilecek ya da Külliye’de olsa Erdoğan’ın sürece sahip çıkışının, desteğinin netliği perçinlenecekti. 

Erdoğan partisinin grup toplantısında DEM Heyeti’ni kabul edeceğini duyurdu, sonra yerin Külliye olduğu netleşti. 

Başlangıçta ağırdan aldığı imajı veren,, Bahçeli kadar süreci desteklemediği kanaati oluşan Erdoğan, sürece sahip çıktığını böylece göstermiş oldu. 

Erdoğan en son daha başbakanken, 12 Haziran 2012’de, Suriye’de Türk Silahlı Kuvvetlerine ait bir uçak düşürüldüğünde tüm siyasi parti temsilcileriyle buluştuğunda DEM’in öncülü BDP’nin eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak da o toplantıdaydı. 

Sonra, gerisi gelmemişti…

DEM heyetinin gündemi resmen açıklanmasa da aşağı yukarı belliydi. Çünkü bir süredir kamuoyuna verilen mesajlardan bunu tahmin etmek güç değildi.

DEM’in; “gereklilikler” olarak tanımladığı beklentileri var.  

PKK lideri Abdullah Öcalan ve bazı PKK’lıların yararlanabileceği “umut hakkı” konusunda düzenleme yapılmasından, çalışma ve iletişim koşullarının genişletilmesine, PKK’nın silahsızlanması için özel bir yasa çıkarılmasından, kayyum uygulamasının kaldırılmasına, Terörle Mücadele Kanunu’nda değişiklik yapılmasına, AİHM ve AYM kararlarının etraflarından dolanılmadan uygulanmasına kadar bir dizi beklentiden oluşuyor bu gereklilikler.