Bir gün, bir bar taburesinde babamın öldüğü yaşta olur muyum bilmiyorum ama bu sözleri duyduğum ilk andan itibaren bunu düşünüyorum.
Ölümü değil tabii, merakım babam gibi uzun ömürlü olup olmayacağım üzerine. Tesadüfi bir şekilde o gün bar taburesine oturursam, kader demeyeceğim.
Teoman’ın hikâyesi, Giresun’un Alucra ilçesine bağlı bir köye uzanıyor. Ben, ondan tam 29 yıl sonra Alucra’ya 414 kilometre uzaklıkta küçük bir ilçede doğdum.
Aramızda yıllar ve bir kader birliği var (ya da öyle olduğuna inanıyorum).
Teoman, müzik kariyerine başladığında çocuk yaşlarda aslında. Üniversitede Mirage isimli bir grupta şarkı söylüyor. Eğitim hayatı oldukça karışık, Boğaziçi Üniversitesi’ni sekiz senede bitiriyor. ‘‘Ne Ekmek Ne de Su’’ şarkısı, solo kariyerinin başlangıcını temsil ediyor. 1996’daki Roxy Müzik Günleri’nde ‘‘En İyi Beste’’ seçilen bu şarkı, dinlediğim en depresif şarkılardan biri. Kendi adını taşıyan ilk albümünün de çıkış şarkısı bu. Teoman’ın kariyerine neredeyse denk yaşım.
Z kuşağı hayranlarının sayısı oldukça fazla zaten. Ben de kıyısından köşesinden bir Z kuşağı sayılırım. Albümün tüm şarkılarını ezbere bilmemin sebebi Teoman’ın zamansızlığında gizli. Bu albümde Şebnem Ferah, Özlem Tekin, Yavuz Çetin gibi isimler de rol oynuyor. Başarısız olması imkansıza yakın.
‘‘Papatya’’ albümün hatıralara vokal olan şarkısı. Çalışkan biri, her hâlinden belli. Bir yıl sonra yeni bir albüm yazmakta sakınca görmüyor. ‘‘Gemiler’’ şarkısını, denizin rüzgara karıştığı bir sahilde ayrı düşen âşıklar için söylüyor. Teoman’ın üretkenliği üzerine söz söylemek zor. Üçüncü albümünü Türkiye’de ve dünyada güzel olan her şey adına 2000’li yılların başında çıkarıyor. ‘‘Paramparça’’, ‘‘Rüzgâr Gülü’’, ‘‘İki Yabancı’’, ‘‘Uykusuz Her Gece’’ ve ‘‘17’’ hatıralarımızda karşı konulamaz bir yere oturuyor. Peş peşe üretim yapmaktan asla usanmıyor.
Çok zeki çocuk maşallah
Annelerin iki yaşındaki çocuklarına bakıp ‘‘Yaşına göre çok zeki’’ dediği çocuk Teoman.