“Sana ne oldu?” söyleşilerinde bu defa biraz kadın dünyasına dalmak ve bir kadının yaşamındaki en özel süreçlerden biri olan menopozu konuşmak istedim. Bu defa konuştuğum kişilere önce “Menopoza girince sana ne oldu?” diye soracağım. Kuşkusuz konunun çok farklı yönleri var. Bedende neler oluyor, kimyamız nasıl değişiyor, neler aksıyor, neler bir daha eski haline dönmeksizin değişiyor, buraları kurcalayan sorularım tabii ki var. Ama asıl merak ettiğim menopoz süreciyle bir kadının nasıl bir deneyim yaşadığı. İçeride neler oluyor, ruh durumu hatta karakter, dedikleri gibi değişiyor mu, duygular çalkalanıyor mu ve bütün bunlar olurken hayatta ne oluyor? İlişkilere ne oluyor? Menopoz buradan bakınca bir son mu, bir başlangıç mı?
İlk konuğum Fonksiyonel Tıp Sağlık Koçu ve halihazırda Klinik Beslenme Uzmanlığı alanında ikinci üniversitesini okuyan Sema Özpekmezci. Sema Hanım 27 yaşında diyabet teşhisiyle bütün yaşamını değiştirmiş biri. Geçen 20 yılda aldığı eğitimler ve ilham veren yaşam deneyimiyle bugün yüzlerce kişiye danışmanlık yapıyor. Kendisinin sosyal medyadaki yayınlarının pandemiden beri takipçisiyim. Özellikle beslenme ve bu yolla iyileşme konusunda takipçilerine müthiş bir destek sunuyor. Hem çok tatlı bir üslubu var hem de anlattığı konuya gerçekten hakim.
Sema Hanım kendi deneyimine paralel olarak bir süredir menopoz konusunda çok faydalı paylaşımlar da yapıyor. Bu konuda hem herkesin anlayabileceği dilde bilimsel bir taban sunuyor, hem kendi hikayesini aktarıyor hem de aynı yerden geçen kadınlara çok faydalı bilgiler eşliğinde yol gösteriyor. Sema Hanım’ın bana sorarsanız en önemli başarısı bizden sadece bir nesil önce hakkında konuşmanın ayıp sayıldığı ve bu süreçten geçen bir kadını gerçek anlamda anlamak ve desteklemenin hayal dahi edilemeyeceği bir konuda bangır bangır yayın yapması. Kendi deneyimini samimiyetle aktarması ve benzer yerlerde gezinen kadınlara açık destek sunması ise cabası.
Sormaya en baştan başladım: Menopoz çok özetle bir kadına ne yapıyor?
“Çok şey yapıyor. Çok detay var ama temelde olan şey yumurtalıklarımızın hâlâ orada olmalarına rağmen artık saha dışına çıkması. Her kadın belli bir yumurta sayısıyla dünyaya geliyor ve her regl olduğunda bunların bir kısmını kaybediyor, hayatı boyunca hep stoktan kullanıyor ve bir gün bu stok bitiyor. Ama bu iş bir günde olmuyor. Menopoza bir günde girilmiyor. Bu 5-7 sene öncesinden başlayan bir süreç. Bütün hormonların azalmaya başladığı bir dönem var ve buna perimenopoz diyoruz. Benim de şu anda içinde bulunduğum bu dönem genelde 40’larda başlıyor ve bir sene boyunca regl olmadığımız bir yere vardığımızda artık menopoza girdik diyebiliyoruz. Bu süreçte en çok rol oynayan hormon östrojen. Yumurtalıklardan salgılanan östrojenin azalmasıyla birlikte beden değişmeye başlıyor. Beyin hücreleri bile değişiyor. Ama bir adaptasyon süreci bu. Beden çok akıllı. O zor süreci geçirince yeni düzene adapte oluyor.”
Hepimiz az çok bir şeyler biliyoruz ama her kadın bunun ne kapsamda bir şey olduğunu galiba biraz da kendi başına gelince anlıyor…
“40’tan sonra kadın bedeni değişiyor, bunun için illa reglin durmasına gerek yok. Bu sadece o değil. Ben bunu başıma gelince anladım. Bunun büyük bir değişim ve dönüşüm olduğunu. Önce kadınların bunu bilmesi, anlaması lazım. Bir sürü jinekolog bile bunu kendi başına gelince idrak ediyor. Çünkü menopoz dediğimiz bir kadının neredeyse ömrünün yirmi yılını kapsayan bir süreç ve buna rağmen tıp fakültelerinde bir saatte anlatılıyormuş. Bilim erkek bedenini merkeze alıyor. Çok sevdiğim bir doktor buna ‘bıyıklı bilim’ diyor. Beslenme alanındaki bütün araştırmalar bile erkek bedeni üzerinde yapılıyor. Oradan çıkan sonuç bize uyarlanıyor.”
Menopozu yeni yeni bu kadar rahat konuşur olduk değil mi? Bizden önceki kuşaklarda kadınlar arası gizli bir mesele, fısıltılarla haberi verilen, hakkında konuşulamayan bir şeydi menopoz…
“Evet, menopoz kimsenin rahat rahat konuştuğu bir konu değildi yakın zamana kadar. Genel anlamda fikrimizin de olmadığı bir konu bu yüzden. Örneğin ergenliği herkes bilir, rahat rahat hakkında konuşulan bir şeydir ergenlik ama menopoz öyle değil. Oysa ergenlikten önem ve doğallık açısından bir farkı yok, hatta menopoza ‘ters ergenlik’ deniyor. Çünkü bedenimizde ergenlikte olan her şey tersine dönüyor. Ergenlikte artan hormonlar menopozda geri çekiliyor. Bu bedenin yaş almasının bir sonucu.”
“Şu anda ikimizin menopoz konuşmak üzere buluşması bile on sene önce bence mümkün değildi. Birbirimizi duyar olduk.”
Menopoz konusundaki genel algıyı değiştirmek için Sema Hanım sosyal medyada çok yoğun bir yayın yapıyor. Gerçekten çok kıymetli bir çaba söz konusu. Pek çok kadının bu konudaki soru işaretlerine çok yetkin cevaplar veriyor. Menopoz konusundaki genel yargıyı değiştirebilecek miyiz, diye sordum kendisine. Umut var mı?