Sokaklardaki başıboş hayvanları tartışmak kolay zanaat değil.
Her kesimden farklı görüşler birbiriyle çarpışıp duruyor. Biz “ceza sahası”na girmeden başka bir yönden konuyu ele alalım şimdi.
Sokak hayvanlarının sosyal yaşantımıza kattığı renkten, kültürel zenginlikten, sanatsal estetikten bahsedelim mesela…
İstanbul’un Kedileri
Çok söylenen argümanda dendiği gibi, Avrupa’da sokakta kedi, köpek göremiyorsunuz. Ama şu da bir tezat değil mi? Buraya gelen her Avrupalı da en çok etrafta gördüğü kedi, köpekten etkileniyor. “İspatla” mı diyorsunuz?
Ceyda Torun’un çektiği “Kedi” belgeseli 2017’de Amerika’da vizyona girip en çok seyirciye ulaşan Türk filmi olmuştu. Ayrıca tüm zamanlarda Amerika’da en çok izlenen yabancı dildeki belgesel unvanını da kaptı “Kedi”. Indiewire ise Kedi’yi o yılın en iyi 10 filmi arasında göstermişti.
Herhangi bir yabancı sinefille konuşun, Nuri Bilge Ceylan filmleriyle birlikte İstanbul’daki yedi kedinin hayatına odaklanan bu belgeselden bahsedecektir size.
“Kedi” hakkındaki yabancı yorumlara şöyle bir göz gezdirince İstanbul’a bu filmle âşık olanları ve buraya gelmeye karar verenleri hemen görebiliyorsunuz.
IMDB’de filmin sayfasında en çok “beğeni” alan Amerikalı izleyicinin yorum başlığı şöyle:
“Kediler olmadan İstanbul, ruhunun büyük bir parçasını kaybeder.”