Devlet Bahçeli neredeyse 60 yıldır siyaset yapan bir isim. Bu süre içinde kimi zaman iktidar ortağı oldu, kimi zaman partisi Meclis dışında kaldı ama ne olursa olsun, hep gündemde oldu. Yaptığı manevralarla, Türkiye siyasetine yön verdi. Ne demek istediğinin anlaşılması ya da verdiği mesajının şifrelerinin çözülmesi için epey mesai harcandığı da oldu. 

77 yaşındaki MHP lideri, bugünlerde de sağlığı ve yaptıklarının daha önce söyledikleriyle çelişmesi nedeniyle gündemde. 

Örneğin, çok değil bundan sekiz ay önce 23 Temmuz 2024’te şöyle demişti: 

“…Terörist Demirtaş ile ziyaretçi kuyruğuna girenlerin profili çeşitlenen Soros’çu Kavala’ya siyasi geleceğini bağlayanlar ne milliyetçilikten ne de milli onurumuzu muhafaza temininden bahsetmeleri söz konusu değildir. CHP’nin şifreleri PKK’nın elinde, DEM’in kullanımındadır.”

Bu konuşmadan yaklaşık bir ay sonra 21 Ağustos 2024’te DEM milletvekillerinin cezalandırılmasını istiyordu: 

“…Gelişmeler karşısında ilk önerim, 57 DEM milletvekilinin maaşının ve bu terör yuvasına ödenecek Hazine yardımının derhal kesilerek terörle mücadeleye ve şehit ailelerine aktarılmasıdır. İkinci önerim, teröre yardım ve yataklık yapan, somut delillerle suçu sabit görülen sözde milletvekillerinin görüşülmeyi bekleyen dokunulmazlık dosyalarının karara bağlanarak bu haşaratların acilen mahkemeye çıkarılmasıdır…”

Bahçeli’nin "haşarat" dediği milletvekillerden biri, Sırrı Süreyya Önder bu tanımlamanın üzerinden 6 ay geçmişken 3 Mart 2025’te Habertürk söyleşisinde, Bahçeli’nin kendisini aradığını ve “Daha barış halayı çekeceğiz” dediğini aktardı.  

Bahçeli, daha da ileri gitti ve genellikle terörist başı ya da bebek katili olarak sıfatlandırılan Öcalan’a “kurucu önder” dedi. Kürt siyasi hareketini yakından takip edenler PKK içinde Abdullah Öcalan’a önder denildiğini çok iyi bilirler. 

Aynı Bahçeli terörist dediği Selahattin Demirtaş’a telefon ederek “Terörsüz Türkiye Süreci”ne verdiği destek için teşekkür etti. 

Dün söyledikleri, bugün yaptıkları

Elbette Türkiye siyasi tarihi, siyasette söylem değişikliğine ilk kez tanık olmuyor. Türkiye’de siyasilerin bu konudaki referansı da, 1960’ların ortasından 2000’lere kadar Türkiye siyasetine yön vermiş isim olan Süleyman Demirel.