Arap Baharı’ndan sonra başlayan iç savaşın yıllardır devam ettiği Suriye’de bir süredir bir tür statüko hakimdi. Artık Şam’da Esad yerini garantilemiş, herkes kendi alanını çizmiş gibi bir algı oluşmuştu. Ama bölgeyi çok yakından takip etmeyenler için… 

Suriye, gündemin öncelikli konularından da değildi bir süredir. Ama 27 Kasım’da bir anda her şey değişti. Yerleştiği sanılan dengeler alt üst oldu. 

Uzun süredir adlarını duymadığımız HTŞ, Suriye Milli Ordusu gibi yapılanmaların hepsi bir anda harekete geçti ve ortalık karıştı.

Günlerdir analizler ve çubuklar havada uçuşuyor ama olanı biteni anlayabilene aşk olsun.

Biz de bölgeyi çok yakından takip eden Prof. Dr. Serhat Erkmen’e danıştık.

Serhat Bey, Suriye’de yeniden çatışmalar alevlendi. Çok şey konuşuluyor ama kafalar karışık. Şimdi tam olarak kimler var sahada?

Şimdi o zaman en başından başlayalım. 

Arap Baharı sırasında Suriye’deki protesto gösterileri, 2011 yılı sonlarında iç savaşa dönmüştü. O zamandan bu zamana da birden çok aktör, farklı hedefler güdüyor. 

Bazı iç savaşlarda yalnızca iki cephe olur. İki etnik grup, iki dinsel grup, iki çıkar grubu, iki farklı ideolojik grup gibi. Bunlardan biri merkezdedir, diğeri de çeperde. Ama bazen de merkeze karşı savaşan birden fazla aktör olabilir. Yetmezmiş gibi, bu merkezin karşısındaki aktörler birbirleriyle de çatışır. İşte Suriye’de 27 Kasım’dan beri olan da kabaca bu.

Biraz detaya inersek, şimdi kim bu merkeze karşı savaşan aktörler şu anda Suriye’de? 

Şimdi konuyu bilmeyenler, herkese cihatçı deyip geçtiği için, akıl karışıyor tabii.

Ama temel olarak şu aktörler var. Elbette merkezde Suriye hükümeti.

Çeperde olanlardan ilki, HTŞ yani Heyet Tahrir Şam. El Kaide'den türemesine rağmen bu örgütten ayrılan ve bugünlerde dünyayı “O kadar da radikal değilim” diye ikna etmeye çalışan ama BM tarafından halen terör örgütleri listesinde yer alan bir örgüt.