13 yıldır süren iç savaşın ardından Suriye’de yönetimin kolaylıkla el değiştirip işleri hızlıca rayına oturacağını hiçbirimiz düşünmemiştik. 

Ancak yüzlerce sivilin öldürüldüğü bir katliamı da haliyle kimse beklemiyordu. 

8-9 Mart’ta hem bölge hem uluslararası kamuoyu Suriye’den gelen haberlerle sarsıldı. 

Suriye’de devrik rejime bağlı silahlı gruplar Lazkiye bölgesinde ayaklandı, onlara Şam ordusu ve destekçisi gruplar müdahale etti. 

Olaylar sırasında çoğunluğu Alevi ve sivil 1500’den fazla kişi öldürüldü. 

Bu katliam nasıl başladı, kimler müdahil oldu ve hem Şam’daki yeni yönetim hem bölge ülkeleri için ne gibi sonuçlar doğurabilir, bakalım. 

Esad rejiminin doğum yerinde isyan bayrakları

Esad rejimi düştükten ve eski El Kaide bağlantılı HTŞ güçleri Şam’da kontrolü ele alıp yeni yönetimi oluşturduktan üç ay sonra, uzun zamandır sümenaltı edilen gerilim çatışmaya dönüştü.

Lazkiye, Suriye’nin kuzeybatısında, doğrudan lidere olmasa da eski yönetime iç savaş boyunca sadık kalmış, çoğunluğunu Nusayrilerin oluşturduğu Akdeniz’e kıyı bir bölge. 

Suriye ayaklanmasına hiç destek vermedi. Sünni ve muhafazakar İslamcı grupların oluşturduğu muhalefete alan açmadı.  İç savaşta da rejimden yana tavır aldı.  İç savaş boyunca buradan mayolarıyla denize giren, lüks otellerin tadını çıkaran Suriyelilerin görüntüleri gelmeye devam etmişti. HTŞ lideri Ahmed el Şara 8 Aralık’ta yönetime geçtiğinden beri Lazkiye’den yeni Suriye ordusunun baskınlarına dair haberler geliyordu. 

Esad yönetimine bağlı eski ordu komutanlarını bulmak için düzenlenen baskınlarda sivillere yönelik tavır ve gözaltılar da, buradaki halk tarafından ‘intikam’ olarak değerlendiriliyordu. Ancak bir yandan da yeni yönetim bütün Suriyelileri kapsayacağına dair mesajlar veriyordu. Özellikle Türkiye’den yapılan telkinler de bu yöndeydi. 

6 Mart Perşembe günü, eski rejime sadık gruplar arasında silahlarını bırakmayanlar, Lazkiye’nin 25 km güneyindeki Cabala şehrinde koordineli bir şekilde yeni yönetimin güvenlik güçlerine saldırdı. İlk gelen haberlere göre bu saldırıda 13 asker hayatını kaybetti. 

Şam hemen Cabala’ya takviye kuvvet gönderdi. Saldırılar sert bir şekilde bastırılırken Suriye’nin yeni ordu güçlerine, yeni yönetimin destekçisi bazı silahlı milisler de katıldı. Sonraki dört günde olaylar hızla Alevilerin evlerinin basıldığı, yağmalandığı cinayetlerinin işlendiği bir katliama dönüştü. 

Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin yerel halktan ve bölgedeki kaynaklarından aldığı bilgilere göre olaylar sırasında 1068’i sivil 1500’den fazla kişi öldürüldü. Bu esnada sosyal medyada izlemeye dayanamayacağınız katliam görüntüleri yayımlandı. Can kaybı sayısı da  yayımlanan görüntüler de bağımsız kaynaklarca doğrulanmadı. 

Olaylar Cabala’da sınırlı kalmadı, Cabala’nın da 25 km güneyindeki Banyas şehrine sıçradı. Banyas önemli bir doğalgaz santraline ev sahipliği yapıyor. Eski yönetime bağlı gruplar bu santrali ele geçirmeye çalıştı ancak Pazar günü Suriye Savunma Bakanlığı sözcüsü, hükümete bağlı güçlerin santralde kontrolü sağladığını söyledi.

Bir de Kardaha var, Suriye’de Esad ailesinin 1962’den 2024 sonuna kadar lideri olduğu Baas rejiminin doğum yeri, çünkü baba Hafız Esad’ın doğum yeri. Buraya da çatışmalar Cuma günü sıçradı.

Eski yönetime bağlı silahlı güçler Kardaha’da bazı kamu binalarını ele geçirdi, Şam yönetimi buraya da takviye birlikler gönderdi. Cuma akşamı Suriye’nin yeni geçici Cumhurbaşkanı Ahmed el Şara, Reuters haber ajansına, "Devrik rejimin kalıntılarının peşine düşmeye devam edeceğiz. Silahlar yalnızca devletin elinde bulunacak." dedi.

Yeni yönetime başkaldıranlar kim?

Şam’daki yeni yönetime başkaldıran gruplara da hızlıca bir göz atalım. 

ABD merkezli düşünce kuruluşu Institute for the Study of War’a göre Esad’ın generallerinden Ghiath Dallah, silahlarını bırakmayan kendisine bağlı birliklerle “Suriye’nin Özgürleşmesi için Askeri Konsey” adıyla bir oluşum kurduğunu ve yeni yönetime karşı bir ayaklanma başlattığını duyurdu. 

Esad yönetiminin Cumhuriyet Muhafızları Komutanı Mikdat Fataha da Lazkiye bölgesinde Sahil Tugayları Kalkanı adlı bir grup kurdu. Sadece bunlar değil, eski ordu komutanları farklı gruplar halinde Lazkiye kırsalında ya da dağlarda yeni yönetime karşı Suriye Halk İsyanı adı altında isyanlar başlattığını açıklamıştı.

Burada önemli bir noktaya değinelim; Suriye’de yeni yönetim Esad’ın ordusunu ve polis güçlerini dağıtırken savaş suçlarına karıştığını iddia ettiği isimleri gözaltına aldı, diğerlerini ise tabir-i caizse işsiz güçsüz ve hatta yeni iş bulma konusunda tamamen umutsuz ve amaçsız bir şekilde ortada bıraktı. Son günlerde yaşanan çatışmaların göbeğinde kalan Suriyeliler, hiçbir strateji geliştirmeden bu insanları ortada bırakan yeni yönetimi suçluyor. Silahlarını bırakmayı reddedenlerin yanı sıra görevden alınıp işsiz bırakılan binlerce eski kamu görevlisinin de eski generallerin isyan hareketine katılmış olması bir hayli yüksek ihtimal. Bu durum da isyana zemin sağlıyor.