Suriye’de savaşın 13. yılındayız. İç savaş yüzbinlerce kişiyi evinden yurdundan etti. Binlerce kişi öldü. Ülke yüz milyarlarca dolar kaybetti. Hatta parçalanmanın eşiğinden döndü. Savaşanlar yoruldu, savaşanlara destek verenler hevesini kaybetti. Bir yer düşünün artık üstünüze bomba yağmıyor fakat binanın yıkılmış çatısı üzerine yağan yağmurlardan eriyen taşlar her an üzerinize düşebilir. 

Bugünlerde Suriye’de insanları bombalar öldürmüyor; yıkıntı, viranelik, parasızlık, umutsuzluk ve hepsinin kesişimi olan boş vermişlik öldürüyor.

Ölenler 13 yaşından küçükse muhtemelen nüfus dairelerinde kaydı bile yok.

İşte öyle bir yorgunluk var Suriye’de.

Böyle bir ülkede herkesin savaşın bitmesini istediğini düşünürsünüz değil mi? Yanlış. 

Savaşlar yoksulluk kadar zenginlik de yaratır. Hele uzatılmış iç savaşlar yepyeni zenginler doğurur. Suriye’de de çok örneği var bu durumun. Fakat tüm zamanların en uzun iç savaşlarından birisi haline gelen Suriye’nin karanlık tünellerinin ucunda ışık göründü.

“Suriye’de rejimi devirmeden savaş bitemez” fikrindekiler bile artık iç savaş bitmeli diyor.

Gelinen noktada her istediğine ulaşabilen hiçbir aktör yok. Fakat bu tür durumlarda aktörler istediğini alamasa dahi alacağıyla yetinmek zorunda kalabilir.

Muhteşem bir kâr maksimizasyonu yok, herkes her istediğini yapamayacak. Ancak bir yerlerde uzlaşmalı. 

Bu durumda bilmemiz gereken şey aktörlerin neleri kabul edebileceği.

İşte size kimin neye razı olabileceğinin veya olmazsa olmazlarının listesi: Nam-ı diğer; “Mutlu son” olmasa da “buna da şükür” check list…

Rusya: Şam’ın zaferi aslında Moskova’nın zaferi üstüne 4 istek

Rusya için Suriye’deki iç savaş hiç başlamasa daha iyiydi diye düşünebilirsiniz.