DEM’li Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’ın İmralı Cezaevi’nde PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüştükten sonra yanlarına Ahmet Türk’ü de alarak oluşturdukları heyetle çıktıkları siyasi turu geçen hafta anlatmıştık.
Heyetin HDP Eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile görüşeceği aşamada kalmıştık.
Görüşmenin önemi de verecekleri mesajdandı. Destek mi vereceklerdi, temkinli mi yaklaşacaklardı?
“Biz bu yollardan geçtik sonumuz hapis oldu, güvenmeyin bu hükümete” mi diyeceklerdi? Yoksa “biz denemekten yorulmadık, haydi bir daha” mı diyeceklerdi, görecektik.
Sonra da gözümüzü, heyetin “hafta içinde yapılacak” denilen o kapsamlı basın toplantısına çevirecektik. Sorular hazırdı. “Öcalan PKK’ya silah bırakma çağrısı yapacak mı? Ne zaman yapacak? Şartı var mı? Genel af dedi mi? Kandil’e ve Suriye’ye gidecek misiniz? PKK silah bırakmazsa ne olacak? Öcalan bu konuda bir şey dedi mi?”
Ama işte bunların yarısı oldu yarısı henüz olmadı.
Anlatmaya geçen Cuma gününden, bir önceki Fayn Haftalık'ın posta kutunuza düştüğü anlardan başlayalım.
Buyrun burdan yakın halleri
O sabahın erken saatlerinde Mersin’in DEM Partili Akdeniz İlçesi Belediye Eş Başkanları Hoşyar Sarıyıldız ve Nuriye Arslan "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "terör örgütü propagandası yapmak" suçlamalarıyla gözaltına alındı.
Gözlerin tam da DEM Parti’nin üzerinde olduğu bir dönemde yine bir “buyrun burdan yakın” durumu.
Ertesi gün DEM İmralı Heyeti cezaevleri ziyaretine gidecekken sanki bir “sokağa çıkıyor musunuz, çıkmıyor musunuz?”, “Bakalım sesiniz ne kadar gür çıkıyor, kimler size yardıma koşuyor”, “Bakalım Demirtaş, Yüksekdağ bunlara rağmen ne diyecek?” yoklaması gibi…
Demirtaş’ın çağrısı
Cumartesi günü belediye başkanlarının gözaltı kararına rağmen, İmralı Heyeti’nin yaklaşık üç saat görüştüğü Demirtaş’tan “Öcalan’a desteğim tam” açıklaması geldi.
Demirtaş’ın, verdiği desteği “sayın” hitabıyla çoğaltması dikkat çekti: