Kamala Harris’ın ABD tarihinin en kısa genel seçim kampanyası olan 107 günlük macerası Biden’in adaylıktan el çektirildiği 21 Temmuz 2024 akşamı başladı. Harris, ilk mitinglerinden birini geleneksel olarak ne Demokratların ne de Cumhuriyetçilerin kalesi olmadığı için ve iki parti arasında gidip geldiği için salıncak eyaletlerden biri kabul edilen Michigan’ın Detroit kentinde yaptı. Biden ile çoktan kaybedilmiş bir seçimi üç ay kala uçurumun kenarından döndürmek için büyük umutlarla başladığı kampanyasının ilk ciddi sınavını da 250 bin Müslüman ve 400 bin Arap Amerikalı’ya ev sahipliği yapan bu kentte verdi.
Faşizmle mücadele, soykırıma destek
Biden-Harris yönetiminin, Gazze soykırımına, İsrail’e verilen Amerikan silahları aracılığıyla ortak olmasını protesto eden solcu eylemcilerin “Kamala, Kamala saklanamazsın, soykırıma oy vermeyeceğiz!” sloganlarıyla Harris’in konuşmasını bölmesi mitingin en çarpıcı anıydı.
Kamala Harris ise öfkelenerek eylemcilere dönüp “Donald Trump’ın kazanmasını istiyorsanız, buyrun devam edin, fakat aksi durumda şu anda ben konuşuyorum.”dedi.
“I’m speaking”(Ben konuşuyorum) Kamala Harris için yeni bir söz değil. 2020 seçimlerinde Trump’ın başkan yardımcısı Mike Pence ile çıktığı münazarada sözünü kesen rakibine sinirli bir şekilde bu cümleyi sarf ederek çıkışmış, özellikle kadın seçmenin ve sosyal medyanın takdirini kazanmıştı. Fakat bu sefer karşısında yanında eşi olmadan kadınlarla görüşmemeye dikkat eden bir Cumhuriyetçi değil, Demokrat Parti için kapı kapı dolaşan solcular, gençler ve Müslümanlar vardı. Söz konusu mesele de “bir kadının sözünü kesmek” değil, binlerce kadın ve çocuğun katledildiği bir soykırımın ortağına yöneltilen öfkeydi.