"Bugünün erken saatlerinde, yarı finalin ilk seti bittiğinde yürümekte bile zorlanıyordu. Final maçından çekilebileceğini düşünmüştük. İyi ki çekilmedi. Çünkü şu anda Merida'da şampiyon."

Zeynep Sönmez'in Merida'daki final maçını takip etmek isteyenler, Meksika ile saat farkından dolayı gece 3'e alarmını kurmuştu. Kimi uykusundan uyanmış, kimi de yatağında geçirebileceği saatlerden feragat edip finali beklemişti. Yayın, Zeynep'in daha önce de defalarca dile getirdiği gibi ulusal kanalda şifresizdi. Böylece herkes rahatlıkla izleyebiliyordu. Ve Zeynep, rakibi Ann Li'ye karşı yalnızca 1 saat 10 dakika sonunda şampiyonluk puanını buldu.

Puan başlangıcında herkes soluğunu tutmuş, vücudunda atan tüm damarları hissetmeye başlamıştı. Zeynep'in kupayı kazandığı anki mutluluk gözyaşları, sandalyesine gidip telefonda annesiyle konuşması, çeyrek finalde Meksikalı Renata Zarazua'yı elemiş olmasına rağmen tribünde onu selamlayan çocuklar, seremonide verdiği röportaj sanki rüyaymış gibi geliyordu.

"Şu anda şampiyon"

Bu bir rüya değildi belki ama pazartesi sabahı bu defa işe veya okula gitmemiz için çalan alarm bizi hakikate döndürmüştü. Yine de heyecan geçmiyordu. Çağla Büyükakçay'ın 2016'daki İstanbul Cup zaferinden beri teniste ilk kez böylesi bir coşku yaşıyorduk.