Türkiye’de faaliyette olan 162 siyasi parti var. Evet, yüz altmış iki.
Sadece 2024 yılında kurulan parti sayısı 31.
Ekim’de 6 parti kuruldu, kasım ayında aynı günde 2 tane.
Partilere doyamıyoruz.
Oysa siyasete en meraklısı bile bir çırpıda 10 tanesini anca sayabilir.
Bunların bir kısmı geçmişin köklü partileri. Sadece bugün eskisi gibi popüler değiller. Kapılarından pek giren çıkan yok ama tabelaları baki.
Bir kısmı yedek parti. Türkiye siyasetinde parti kapatma kararlarına karşı eskiden beri süregelen bir alışkanlığın sonucu.
Bazıları, başkanlarının bir sıfat, protokolde bir yer edinme arzularının göstergesi.
Bazıları da fikir ayrılıklarının ürünleri. Mevcut bir partiden kopup gidenlerin kurdukları kardeş partiler.
2023 seçimlerinden bu yana yeni bir kavram daha var: Pazarlık partileri.
Kimler kimlerle yan yana durmadı ki?
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yüzde 50+1 kriterini, bu kriter de ittifakları zorunlu kıldı.
Bu zorunluluk yüzünden, büyük partiler ittifaklarının çatısını genişletmenin yolunu arıyorlar. Her rengin bünyelerinde temsil edildiğini savunmak için küçük partilerin isimlerinden, cisimlerinden, ünlüsünden, iş gücünden yararlanmaya bakıyorlar. Karşılığında da yeri geldiğinde vekillik, iktidar olunursa devlette birkaç kadro vaat ediyorlar.
14 Mayıs 2023 seçimleri için kurulan iki büyük ittifakın 6’şar partiden oluşması bunun son örneği.
HÜDA PAR ile DSP ve üstüne MHP, apayrı dünyaların partileri olmalarına rağmen aynı çatı altında, Cumhur İttifakı’nda buluştu. AKP’liler bugün DSP’den ittifaka belki bin oy bile gelmediğinin ama ‘demokratik solun’ da kendi yanlarında olduğunun kayıtlara geçtiğini söylüyor.
Millet İttifakı’ndaysa sağın tüm renkleriyle CHP yan yana durdu.
Yüzde 1’lik oyu olup olmadığı bile tartışmalı yeni partilere bol keseden vekillik dağıtıldı.