Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kadını erkeğin mütemmim cüzü olarak gördüğü ve kadınlara üç çocuk yapılmasını buyurduğu her konuşmasının ardından akla bazı sorular düşüyor: 

80 milyon nüfus az mı? Türkiye’de evlilik, doğum ve boşanma oranları ne anlatıyor?  Gerçekten bir bekarlık, nüfus ve doğum krizi mi var? 

Rakamlar bir krizden ziyade, kentleşme ve eğitim seviyesindeki artışa işaret ediyor.

Nüfus artış hızı düşüyor 

İklim krizi, doğanın ve doğal kaynakların tükenişine rağmen, genç ve kalabalık nüfus halen büyük bir ekonomik avantaj olarak görülüyor.   

Türkiye Avrupa’nın en genç ve en kalabalık nüfuslarından birine sahip. 

Ancak nüfus artış hızı gerileme eğiliminde. Erdoğan’ı kaygılandıran bu olsa gerek. 

Türkiye'de nüfus artış hızı 2020 yılında binde 5,5'e kadar geriledi. Kaynak: TÜİK

Doğum hızının düşmesi hayra alamet  

Buna neden olan ise sosyal değişimler. 

Kentleşmenin çok çocuğa olan ihtiyacı azaltması, hatta çok çocuğu yük haline getirmesi en büyük değişken. 

Kadının eğitim seviyesinin artması ve çalışma hayatı da, ilk doğum yaşı ve doğum hızını değiştiriyor. Bu olağan, hatta arzulanan bir değişim. 

Annelerin ortalama yaşı son 20 yılda 26’dan 29’a yükseldi. Ortalama hanehalkı büyüklüğü 2008’de 4 iken 2021’de 3,23 oldu. 

Kadın başına doğum azaldıkça, bebek ölüm oranları da düşüyor. Ebeveynlerin her bir çocuğa ayırabileceği kaynaklar zenginleşiyor.

Doğum sayısı ve toplam doğurganlık hızı (2001-2021) Kaynak: TÜİK

Bölgesel farklılıklar 

Toplam doğurganlık hızının en yüksek ve düşük olduğu ilk on ile bakınca da bu örüntü görülüyor. 

Bu haritaya bakarak doğum hızının eğitim ve gelir seviyesi ile kentleşme hızının daha geride olduğu illerde yüksek olduğu fark ediliyor. 

İllere göre toplam doğurganlık hızı, 2021

Evlilik yaşı ilerliyor, boşanmalar artıyor 

Eğitim seviyesinin artışı ve ekonomik özgürlük, boşanmayı kolaylaştırıyor. Kadınlar istemedikleri evlilikler içinde daha az kalıyor. 

Boşanma bir tabu olmaktan çıktığı için çiftler üzerlerinde daha az baskı hissediyor.

Bu sosyal değişimler sadece Türkiye’de yaşanmıyor. 

Tüm dünyada eğitim ve gelir seviyesi artışı ile kentleşme, doğum hızını düşürüyor, evlilik yaşını ileri atıyor ve boşanmaların artmasına neden oluyor.  

Her 1000 kişide evlilikler. Kaynak: Our World In Data

Son 100 yılda dünyanın neredeyse her yerinde evlilikler azaldı, boşanmalar arttı.

Bağlantı kopyalandı!