CHP’nin Cumhurbaşkanı adayını belirleyeceği ön seçime hazırlanırken, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve yüze yakın çalışma arkadaşının yolsuzluk ve terör suçlamasıyla gözaltına alınıp tutuklanması, hükümeti hedef alan geniş çaplı protestolara neden oldu. Ülke geneline yayılan eylemler, toplumun farklı kesimlerinin taleplerini dile getirdiği protesto eylemlerine dönüştü. Güvenlik güçlerinin zaman zaman orantısız güç kullandığı görüldü. İçişleri Bakanlığı reddetse de gözaltında kötü muamele iddialarının da ardı arkası kesilmiyor.  

Geçmişte, benzer durumlarda, gerek AB’den, gerekse ABD’den itiraz sesleri yükselirken, bu seferki eleştirilerin dozu iyi ayarlanmıştı. Bu da çeşitli teorilerin ortaya atılmasına neden oldu. Bu teorilerin başında da, uluslararası konjonktürün hükümetin operasyonlarına göz yumacak bir noktada olduğu görüşü geliyor. Hatta ABD ve AB ile çeşitli pazarlıklar yapıldığı da iddialar arasında. 

Trump etkisi

Donald Trump’ın Beyaz Saray’a geri dönüşü, birçok popülist lider için bulunmaz bir fırsat oldu. Liberal politikalara, kapsayıcı toplumsal hareketlere karşı olan Trump, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile adeta can ciğer kuzu sarması. Macaristan’da Viktor Orban ve İtalya’da Giorgia Meloni gibi liderlerin de yakın dostu. Trump’ın dostları arasında Recep Tayyip Erdoğan da var. 

Nitekim ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da, Trump’ın en büyük destekçilerinden Fox News’in eski sunucusu Tucker Carlson’a verdiği röportajda, Trump ile Erdoğan’ın arasındaki özel ilişkiden bahsediyor:

‘‘İsrail’de yaşananlar ve Rusya-Ukrayna konusundaki gelişmeler sebebiyle görüşme [16 Mart’ta Trump ile Erdoğan’ın yaptığı telefon görüşmesi] yeterince haber yapılmadı ama dönüşümsel bir görüşmeydi. Bence Başkan’ın Erdoğan ile özel bir ilişkisi var ve bu önemli olacak. Bu görüşmenin bir sonucu olarak şu anda Türkiye’den çok sayıda iyi ve olumlu haber geliyor. Sanırım bunu önümüzdeki günlerde haberlerde göreceksiniz.

Bu görüşmeden üç gün sonra İmamoğlu gözaltına alındı. 

‘Vazgeçilmez’ olma duygusu

Londra Üniversitesi Doğu ve Afrika Çalışmaları Okulu'nda (SOAS) Araştırma Görevlisi Dr. Karabekir Akkoyunlu, ‘‘Erdoğan uluslararası konjonktürün üç farklı şekilde kendisine fırsat tanıdığını düşündü’’ diyor ve bunlardan birincisinin Trump yönetimi olduğunu söylüyor:

‘‘ABD’de Trump’ın iktidarda olması, oradan demokrasi ve hukuk düzeni adına gelecek uyarı veya baskıları ortadan kaldırmış oldu. Trump bunları önemsemiyor, aksine kendisi demokratik kurumları aşındırmakla meşgul. Ayrıca Batı’da gündem Trump’ın şok edici politikalarına odaklanmış durumda. Bu durum, dünyanın her yerinde otokrat eğilimli liderlere alan açıyor.’’